Sûfîlerin ve tarikat mensuplarının giydikleri özel elbise. Müslüman kavimlerin çoğu tarafından giyilen önü açık bir üstlük ve bu üstlüğün yapıldığı kaba kumaş. İslâm devletinde idare edenle idare edilenler arasında yapılan, seçim veya bağlılık karakteri taşıyan sosyopolitik akid.
Ali tarafından Hasan Basrî'ye giydirildiğini, daha sonra Hasan Basrî'nin de Cüneyd-i Bağdâdî'ye giydirdiğini, böylece hırka giymenin tarîkat erkânına girdiğini ifade etmektedir. Hırkanın İslâm'ı temizkârlıktır.
3. Dervişlerin üstlerine giydikleri, biçimi ve rengi mensup oldukları tarîkata göre değişen, kollu, yakasız, pamuklu giyecek: Dervişlik dedikleri hırka ile taç değil / Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil (Yûnus Emre).
Sözlükte "delmek, yırtmak" anlamına gelen hark kökünden türeyen hırka kelimesi "kumaş parçası, yamalık; yamalı ve eski elbise" demektir.
Yamamak anlamındaki rak'a kökünden türetilen murakka da hırka anlamında kul- lanılır (İSAM, 1998: 374). Tasavvufta ise derviş giysisi manasında zühdü sembolize etmek için giyilen elbise olarak kullanılmaktadır.
Hırka-i Şerif, Muhammed'e ait olduğuna inanılan ve Hırka-i Şerif Camii'nde bulunan hırka. Muhammed'in miraca çıkarken üzerinde bulunduğu ve vasiyeti üzerine Ali ve Ömer tarafından Veysel Karani'ye verildiği rivayet edilir.
Tennure, Mevlevi dervişlerin giydikleri sema töreninin ayrılmaz bir parçası üst tarafı dar, aşağısı geniş, kolsuz bir elbisedir. Sema tennuresi ve hizmet tennuresi olarak ikiye ayrılır. Sema tennuresinin beyaz renkte olması kefeni ve ölümü simgelemektedir.
Melâmet hırkası, Klasik Türk şiirinde şairlerin giymeye candan talip oldukları bir giysidir. Bazen aşkla bazen de tasavvufla ilintili olarak ele alınmıştır. Edipler, zaman zaman nasihatte bulunurken veya bir kimsenin durumunu anlatırlarken de Melâmet hırkasından söz etmişlerdir.
Tasavvufi anlamdagönlünün hakikate yöneltmiş, nefsini terbiye etme yoluna girmiş kişilere denir. Dervişlik makamı, yüzünü maddi âlemin ötesine çeviren benliğin makamıdır.
Atasözü [1] Önemli bir düzeye ulaşmak görünüşte benzemekle gerçekleşebilseydi, herkes kolayca bu düzeye ulaşırdı.