Hasım kelimesinin ilk sözlük anlamı düşman veya rakip sözcükleridir.
Türk Dil Kurumu açısından ele alındığında düşman kelimesinin Türkçedeki eş anlamlısı 'hasım' olarak karşımıza çıkıyor. Yani düşman kelimesinin alternatifi olarak aynı anlama gelen hasım sözcüğünü, amaca uygun cümle içerisinde kullanabilirsiniz.
Türk Dil Kurumu'na göre hısım eş anlamlısı olarak akraba sözcüğü kullanılabilmektedir. Yani hısımın eş anlamlısı akrabadır. Halk arasında hısım sözcüğü yerine dost kelimesi de kullanılmaktadır.
Ortak şekilde her iki anlamda karşı tarafı göstermektedir. Yani bir rakibi ya da bir düşmana işaret eder. Ancak özellikle hasım kelimesi düşman ifadesi ile daha fazla tercih edilmektedir.
Hakim kelimesinin eş anlamlı kelimesi ise Yargıç, başat, yargıcı, bilge, filozof kelimeleridir.
Türk Dil Kurumuna göre hasım eş anlamlısı olarak düşman kelimesi kullanmaktadır. Yani hasım kelimesinin eş anlamlısı düşmandır.
Hâşimoğulları veya Hâşimîler (Arapça: هاشمي), Benî Haşim kabilesine bağlı bir Kureyş boyu. Ayrıca kan bağı ve kabile birlikteliği yoluyla Kızıl Deniz boyunca kurulan hanedanların sahibi olan boy. Sülale ismini İslam peygamberi Muhammed'in büyük-büyükbabası Haşim bin Abdimenaf'dan alır.
Akraba / Hısım
Türkçe Sözlük'te akraba, kan bağıyla birbirine bağlı olan kimselere (TDK, 2011, s. 72); hısım ise evlilik yoluyla aralarında bir ilişki, bir yakınlık doğan kimselere (TDK, 2011, s. 1095) denir.
Birbirinden veya ortak soydan gelenler arasındaki hısımlığa “kan hısımlığı” (doğal hısımlık) (soy hısımlığı) denir. Bundan başka bir de, kişinin, eşinin kan hısımları ile olan bir hısımlığı vardır ki, buna da “kayın hısımlığı” (sıhri hısımlık) denir.
Eşin annesi, babası, kardeşi kayın hısmı sayılır. Ortak soydan gelen kişiler arasındaki bağdır. Anne, baba, çocuklar 1. dereceden; kardeşler 2 dereceden; amca, dayı, hala 3. dereceden kan hısmı sayılır. Evlenme ya da evlat edinme vasıtasıyla gerçek kişiler arasında oluşan bağdır.
1. 2. Bir oyun ya da dava içerisinde karşı taraf. Hasım olmak: Düşmanlık.
1. Uzak görüşlü, basîretli, ihtiyatlı (kimse): “Emîr-i hâzim.” 2. Kararlı, sebatkâr (kimse).