Gözüpek ve tutkulu bir genç olan Fabrice'in, Waterloo Savaşı ile başlayan ve adam öldürmelerle, zindanlarla, zehirlenmelerle ve yasak aşklarla sürüp giden macerasını anlatır Parma Manastırı. Siyasi entrikaların gençlik ateşiyle ve tutkulu aşklarla harmanlandığı büyük bir eserdir.
Fransız edebiyatında gerçekçilik akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Stendhal'in Parma Manastırı romanı aristokrasisi, sarayları, tutkularıyla İtalyan ruhunun muhteşem bir portesini çizer.
Manastır, din görevlilerinin ve kendini dine adayan kimselerin bir arada yaşadığı dinî yapıdır. Hristiyanlıkta, Budizm'de ve Hinduizm'de önemli bir yer tutar. Genelde şehirden ve uygarlıktan uzakta, ulaşılması zor alanlara kurulurlar.
Yükselme ihtirası ile yanıp tutuşan bir genç olan Julien Sorel'in zaman zaman ikiyüzlülüğe kadar varan içten pazarlıklı halini, gerçekten bağlı olduğu dünya görüşünü ve Napolyon hayranlığını saklamaya çalışırken yaşadığı bunalımı anlatan roman bu yönü ile bir psikolojik roman özelliği taşır.
Mémoires d'un touriste'i ; ikinci şaheseri olan La Chartreuse de Parme (1839; Parma Manastırı ) romanını yazdı; ve Lamiel (1889) adlı yeni bir roman üzerinde çalışmaya başladı; ancak bu romanı tamamlamaya yetecek kadar uzun yaşamadı. Yine Paris'te izindeyken geçirdiği felç sonucu 1842'de öldü.
Mémoires d'un touriste'i ; ikinci şaheseri olan La Chartreuse de Parme (1839; Parma Manastırı ) romanını yazdı; ve Lamiel (1889) adlı yeni bir roman üzerinde çalışmaya başladı; ancak bu romanı tamamlamaya yetecek kadar uzun yaşamadı. Yine Paris'te izindeyken geçirdiği felç sonucu 1842'de öldü.
Mémoires d'un touriste'i ; ikinci şaheseri olan La Chartreuse de Parme (1839; Parma Manastırı ) romanını yazdı; ve Lamiel (1889) adlı yeni bir roman üzerinde çalışmaya başladı; ancak bu romanı tamamlamaya yetecek kadar uzun yaşamadı. Yine Paris'te izindeyken geçirdiği felç sonucu 1842'de öldü.
Romanlarında "acı gerçeğin" peşinde koşan ve özellikle romantik esinli gençleri tasvir eden Stendhal, "roman yol boyunca gezdirilen bir aynadır" diyerek gerçekçiliğin öncüleri arasında yerini almış, dönemin toplumsal tasvirlerine eserlerinde geniş yer vermiştir.
Öz. Bu makalede Fransız edebiyatında realizm akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Stendhal'ın Kırmızı ve Siyah romanıyla, Halit Ziya'nın Mai ve Siyah romanı renkli dünyalarıyla ele alınmaktadır.
Franz Kafka tarafından Almanca yazılmış romanlar dışavurumcu olarak nitelendirilmiştir. Şiirde de etkisini gösteren akım, Georg Trakl, Georg Heym, Ernst Stadler, Thomas Stearns Eliot ve James Joyce gibi sanatçılar tarafından benimsenmiştir.
Anlatıyor
Çığlık resmi ne anlatıyor
Anadolu şiiri ne anlatıyor
Blue Valentine ne anlatıyor
Fadiş kitabı ne anlatıyor
Gözün öyküsü ne anlatıyor
Blonde neyi anlatıyor
Avengers Doomsday ne anlatıyor
American Horror Story 1. sezon ne anlatıyor
2001 uzay yolu macerası ne anlatıyor
Avare filmi ne anlatıyor
Alfa Kurt filmi neyi anlatıyor
Ala suresi bize ne anlatıyor
Black Mirror 1. bölümde ne anlatıyor
Maksim Gorki arkadaş ne anlatıyor
Hayallerin peşinde ne anlatıyor
Gerçek Kesit ne anlatıyor
Enfal 63 ne anlatıyor
Aşkın gözü kördür ne anlatıyor
Hunger Games 2 ne anlatıyor
11.22 63 ne anlatıyor
Tolstoy erik Çekirdeği ne anlatıyor
Karartma Gecesi neyi anlatıyor
Griselda neyi anlatıyor
Parma Manastırı ne anlatıyor
Bir Çift Yürek neyi anlatıyor
Ay ışığı sokağı ne anlatıyor
Bizim köy ne anlatıyor
Dedemin insanları ne anlatıyor
Esrarengiz kelimeler ne anlatıyor
Risale-i Nur ne anlatıyor
Çalıkuşu filmi ne anlatıyor
Esir şehrin mahpusu ne anlatıyor
Dune 1 ne anlatıyor
Neon Genesis Evangelion Death & Rebirth ne anlatıyor
Limitless film ne anlatıyor
Müptela filmi ne anlatıyor
Black Mirror 2. sezon ne anlatıyor
Böğürtlen kışı neyi anlatıyor
Cevizli Bahçe ne anlatıyor
My Mad Fat Diary ne anlatıyor